16 Mayıs 2007 Çarşamba

Kur'an-ı Kerim'i Okuma ve Anlama Adabı 8

KUR’ANÜ’L-MECİD


M. İzzet Derveze (1888-1984) tarafından kaleme alınan Kur’anü’l-Mecid isimli eser, aynı adla ve “Kur’an’ı Anlamada Bir Yöntem Çalışması” alt başlığıyla Ekin Yayınları arasında 1997 yılında, Vahdettin İnce’nin çevirisiyle Türkçe’ye kazandırılmış.

Kitap, aşağıda sıralandığı şekliyle dört bölüm halinde kaleme alınmış:

1. Bölüm: Kur’an’ın Üslubu, Vahyedilişi ve Tesiri.
2. Bölüm: Kur’an’ın Cem’i, Tedvini, Okunuşu, Mushafların İmlası ve Düzenlenmesi.
3. Bölüm: Kur’an’ı Anlamanın ve Tefsir Etmenin İdeal Yöntemi.
4. Bölüm: Müfessirlerin Kitaplarına ve Metotlarına İlişkin Yorum ve Görüşler.


Kitabın seminerlerimiz çerçevesinde bizi doğrudan ilgilendiren bölümü 3. bölümdür. Bu bölümde müellifin ele aldığı yaklaşımları şu şekilde özetlemek mümkündür:

(Müellife göre; Kur’an’ı anlamanın ve onu tefsir etmenin en ideal yöntemi, aşağıdaki hususların bir bütün olarak gözetildiği yöntemdir.)


1. Kur’an ve Peygamberimizin Hayatı: Kur’an, Peygamberimizin hayatını ve hayatındaki gelişmeleri baştan sona kadar birbiriyle bağlantılı, birbirini açıklayan bir dizi anlatım niteliğindedir. (s. 119) Kur’an’ın her suresinde, her bir ayet grubunda ve her bir bölümünde Peygamberimizin Arap veya Arap olmayan müşriklerden ve ehl-i kitaptan oluşan toplumuna karşı takındığı tavırlardan, ya da onların Peygamberimize ve çağrısına karşı sergiledikleri davranışlardan biri yansıtılmaktadır. Aynı şekilde Peygamberimizin davetine olumlu karşılık verenlere ve onların Peygamberimize karşı sergiledikleri tutuma, yahut kafirlerin onlara karşı belirledikleri konuma ilişkin bir tabloyu da kapsamaktadır. (s. 120)

Bunlar davet, açıklama, delil, öğüt, uyarı, müjde, korkutma, teşbih, kıssa, örneklendirme, teşvik, vaad, tehdit, tartışma, meydan okuma, inat, büyüklenme, burun kıvırma, eziyet etme, dikkat çekme, teselli etme, benzetme, tatmin etme, yorumlama, soru, cevap, cihad ve yasama şeklinde somutlaşmaktadır. (s. 120)

Kur’an’ın konularını, açıklamalarını, boyutlarını ve ruhunu anlamada bu hususların göz önünde bulundurulması son derece önemlidir. Kur’an’ı bu gözle inceleyenler realiteden uzaklaşmazlar; tahminlerin, gereksiz eklemelerin, kuru tartışmaların, Kur’an ifadelerini kastetmedikleri anlamlara yormanın disiplinsizliğine dalmazlar. (s. 120)

2. Kur’an ve Peygamberimizin Yetiştiği Çevre: Peygamberimizin yetiştiği toplum ve dönemin gelenekleri, görenekleri, inançları, fikirleri ve alışkanlıkları ile Peygamberimizin gönderilişi, pratik hayatı, dolayısıyla Kur’an’ın vahyi ve vahye muhatap olan toplumun genel durumu arasında çok sağlam ve güçlü bağlar vardır. (s. 122)

Bundan önceki konuda olduğu gibi, bu konunun da göz önünde bulundurulması, Kur’an’ın anlaşılması, açıklamalarının, ruhunun ve mesajının boyutlarının kavranması açısından son derece önemlidir. (s. 124)

Bu gözle Kur’an’a bakan bir kimse, bir anda kendisini reel olayla ve pratik sonuçları arasında görür. Pratik gerçekten ve olayların asıl ekseninden uzaklaşmaz. Amaçsız ve yararsız eklemelerin, mesnetsiz yorumların, tartışmaların, ibareleri eğip bükmenin girdabına düşmez. (s. 124)

3. Kur’an’ın Dili: Yalın ve bileşik ifadeleriyle, ıstılahlarıyla, üslubuyla, örnekleriyle, teşbihleriyle, istiareleriyle ve mecazi ifadeleriyle Kur’an’ın dili, Peygamberimizin yaşadığı toplumun diliydi. (s. 125)

Kur’an’ı etüd eden bir kimse, kendini onun dilinin, üslubunun ve ıstılahlarının oluşturduğu bir ortamda bulur. Ki bu, Kur’an’ın indiği dönemin dili, üslubu ve ıstılahlarıdır. Bu dil bize, Kur’an’a muhatap olan ortamın havasını yansıtır. Kur’an’ı bu yaklaşımla etüd eden bir kimse, sırf bu tavrından dolayı bir çok mesele, bir çok anlamın gerçek niteliği ile ve gerçek boyutları ile karşılaşır. Kendisine Kur’an inen Peygamberin görevi ile ilgisi bulunmayan meselelere dalmaz, vaktini ve enerjisini boşuna tüketmez. (s. 134)

4. Kur’an’ın Prensipleri. Temel Prensipler ve Araç Niteliğinde Olanlar: Kur’an’ın içeriği birbirinden belirgin bir şekilde ayrılan iki kategoride incelenebilir. Birinci kategoriye temel prensipler girer. İkincisine de araçlar diyebileceğimiz hususlar girer. Kur’an mesajının özünü, bu temel prensiplerin oluşturduğu kategori temsil etmektedir. Bunun kapsamına peygamberlik misyonunun ve Kur’an vahyinin ana hedefini oluşturan ilkeler, kurallar, yasalar, hükümler ve telkinler girmektedir. (s. 134)

Allah’ın birliği, her türlü şirk şaibesinden ve evlat edinmekten münezzeh olması, tüm kemal sıfatlarına sahip olması, evren üzerinde mutlak ve tek egemenliğin O’na ait olması, yalnızca O’nun ibadete ve huzurunda boyun eğmeye layık olduğu, O’ndan başka düzmece ilahların bir kenara atılması gerektiği, bu yüzden O’na karşı kulluk görevlerini yerine getirmenin gerekliliği gibi… İnsanlığın iyiliğini, huzurunu, birey ve toplum olarak dayanışma içinde bir hayat sürdürmesini garanti eden ilkeler, emir ve yasaklar, olumlu olumsuz, ahlaki, toplumsal, siyasal, hukuksal, pratik ve ekonomik direktifler ve bunlara halel getirici şeylerin yasaklanması gibi hususlar da bu kategoriye girer. (s. 134-135)

Bunların dışında Kur’an’da yer alan kıssalar, örnekler, vaatler, tehditler, teşvikler, korkutmalar, eleştiriler, tartışmalar, kanıtlamalar, kabul ve redler, hatırlatma ve belgelendirmeler, kesin kanıtlayıcı deliller, evrensel yasalar sistemine dikkat çekmeler, Allah’ın kudretini ve görülür, görülmez yaratışını gözlemlemeler gibi tüm hususlar, yukarıda sözünü ettiğimiz temel prensipleri ve hedefleri pekiştirici, destekleyici, gerçekleşmelerini sağlayıcı araçlar niteliğindedir. (s. 135)

5. Kur’an Kıssaları: Müellife göre Kur’an kıssalarında anlatılanlardan murad kıssaların bizatihi kendisi olmayıp, bu kıssalar üzerinden verilmek istenen dersler, öğütler, hatırlatmalar, uyarılar, dikkat çekmelerdir. Dolayısıyla bu konuda kıssaların ayrıntılarına dalmaya, istenmeyen tartışmalara girmeye gerek yoktur. (s. 142)

6. Kur’an’da Melekler ve Cinler: Müellife göre Kur’an’da melekler ve cinlerden bahsedilmesi de Kur’an kıssalarında ve diğer pek çok hususta olduğu gibi temel ilkelerin pekiştirilmesi ve ana hedeflerin desteklenmesi amacıyladır. (s. 156) (ayrıca bkz. s. 160)

7. Kur’an’da Evrensel Sahneler ve Yasalar: Kur’an-ı Kerim’de evrensel sahneler ve yasalarla ilgili olarak yer alan bilgiler, Kur’an’a muhatap olanların dikkatini Allah’ın azametine, egemenlik alanının sonsuzluğuna, yaratmasının eşsizliğine ve sağlamlığına çekme amacına yöneliktir. Bununla kastedilen, nebevi davetin temel prensiplerinin desteklenmesidir. (s. 160)

8. Kur’an’da Ahiret Hayatı: Kur’an-ı Kerim’de ahiret hayatıyla , sahneleriyle, manzaralarıyla, dehşetiyle, korkusuyla, azabıyla ve nimetleriyle ilgili olarak yer alan ifadeler, dinleyicilerin alışık oldukları kavramlarla ve zihinlerinde bulunan motiflerle uyumlu bir üslupla sunulmuşlardır. Anlayış ve duyularıyla örtüşen bir üslup kullanılmıştır. Özellikle Kur’an’ın ilk muhatapları konumundaki Arapların durumu bu noktada belirleyici olmuştur. Bu tür ifadelerde kullanılan üslupta yakınlaştırma amacı gözetilmiştir. Burada sapıkların yüreğinde korku uyandırmak hedeflenmiştir ki, kendilerine gelsinler ve hareketlerine çeki düzen vererek dosdoğru yolda hareket etsinler. Bu tür ifadelerle güdülen bir diğer hedef de mü’minlerin yüreklerine güven duygusunu aşılamak ve üzerinde bulundukları doğru yolda yürümelerini teşvik etmektir. (s. 163)

9. Kur’an’da Allah’ın Zatı: Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ın zatı ile ilgili olarak yer alan el, sağ, sol, yüz, istiva etme, inme, gelme, üst, alt, ön, dürme, kabzetme ve üfleme gibi ifadeleri dinleyenlere çağrışımla algılatma amacına yönelik bir üslup ve ifade tarzı içinde sunulmuşlardır. Çünkü Kur’an’a muhatap olanlar, güç, ihata, kapsayıcılık, her an hazır olma ve sürekli hareket etme gibi anlamları ancak bu tür ifadelerle anlayabilecek bir zihinsel yapıya sahiptiler. Bu tür anlamlar da ancak bu tür ifadelerle gereği gibi vurgulanabilirdi. (s. 167)

10. Kur’an Bölümlerinin Sürekliliği ve Akışı: Kur’an surelerindeki bölüm ve ayet gruplarının çoğu sıralanış, konu, ifade tarzı ve iniş sırası itibariyle birbirleriyle bağlantılıdır. Bunların boyutlarını, anlamlarını, konjonktürel ve objektif koşullarını, özel ya da genel nitelikli oluşlarını, telkin ve direktiflerini ve içerdikleri hükümleri doğru biçimde anlamak ancak akışın sürekliliği ve uyumu göz önünde bulundurularak mümkün olur. Kur’an’ı ayet ayet, ibare ibare ele almak, bir çok konu ve konumla ilgili akış birliğini bozar. Doğru anlama, doğru düşünme ve doğru kavrama noktasında karışıklığa yol açar. Kur’an’ın gerçekleştirmek istediği asıl hedeften uzaklaşılmasına neden olur. (s. 169)

11. Kur’an’ın Kur’an’dan Anlaşılması: Kur’an mesajının boyutlarını, işaret ettiği nesnelerin, telkinlerin, hatta ayetlerinin indiği atmosferi ve ayetlerin birbiriyle ilintisini anlamanın en üstün, en sağlam ve en güvenilir yolu Kur’an’ın bir kısmını diğer bir kısmıyla tefsir etmek, bir kısmını bir kısmına atfetmek, bir kısmını bir kısmıyla irtibatlandırmaktır. (s. 178)

Hiç yorum yok: