UZAKLARDAN BİR DÜŞÜNÜR: SEYYİD
MUHAMMED NAKİB EL-ATTAS
Hayatı
Nakib el-Attas, 1931’de
Endonezya’nın Java eyaletine bağlı Bogor şehrinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Endonezya ve
Malezya’da tamamladı. 1952-55 yılları arasında İngiltere’nin ünlü askeri okulları Eton Hall (Wales) ve
Royal Military Academy (Sandhurst)’de askeri eğitim aldı. Askeri
eğitimini yarıda bırakarak 1957 yılında Singapur’daki Malaya Üniversitesi’ne
kayıt yaptırdı. “Raniri ve 17. Yüzyılda Açe’de Vücudiyye Hareketi” adlı teziyle
1962 yılında McGill Üniversitesi’ne bağlı İslami Araştırmalar Enstitüsü’nden yüksek
lisans derecesini aldı. Aynı yıl London Üniversitesi’ndeki Doğu ve Afrika
Çalışmaları Bölümü’nde (SOAS) doktora çalışmalarını tamamladı ve Arthur Arberry ve Martin Lings’in idaresinde
“Hamza Fansuri’nin Mistisizmi” adlı teziyle doktor oldu.
1965’te Malezya’ya dönen el-Attas,
Malaya Üniversitesi, Malay Araştırmaları, Edebiyat Bölüm başkanlığına getirildi. 1968-70
yılları arasında
Sanat Akademisi’nin dekanlığını yaptı. 1973’te Malezya Milli Üniversitesi’nde
Malay Dili, Edebiyatı ve Kültürü Enstitüsü’nü kurdu ve başkanlığını
yaptı.
1987’de, İslami bir düşünce ve
bilim geleneğinin ihyası amacıyla Uluslararası İslam Düşüncesi ve Medeniyeti
Enstitüsü’nü
(International Institute of Islamic Thought Civilization, ISTAC) kurdu. İlerlemiş
yaşına rağmen üniversitelerde dersler ve konferanslar yoluyla engin birikimini
genç nesillere aktarmaya devam etmektedir.
Eserleri
The Correct Date of the Terengganu Inscription;
The Oldest Known Malay
Manuscript: A 16th Century Malay Translation of the `Aqa’id of al-Nasafi;
Islam in the History and Culture of Malays ; Comments on the Re-Examination of Al-Raniri’s
Hujjat au’l Siddiq: A Refutation; Raniri and the Wujudiyyah of 17th
Century Acheh; Some Aspects of Sufism as Understood and Practised Among the
Malays; The Mysticism of Hamza Fansuri; The Concept of Education in
Islam; Islam, Secularism
and Philosophy of Future; Islam and the Philosophy of Science; Prolegomena to the Metaphysics of Islam: An
Exposition of the Fundamental Elements of the Worldview of Islam; Historical
Fact and Fiction.
Düşünce alanında temel
görüşlerini içeren iki eseri vardır. Bunlardan “Islam, Secularism and Philosophy
of Future”, İslam Sekülerizm ve Geleceğin Felsefesi adıyla Prof. Dr. Mahmut
Erol Kılıç tarafından Türkçeye kazandırılmıştır. “Prolegomena to the
Metaphysics of Islam: An Exposition of the Fundamental Elements of the
Worldview of Islam” ise Türkçeye kazandırılmayı beklemektedir.
Çağdaş İslam Düşüncesindeki Yeri
El-Attas’ın çağdaş İslam
düşüncesindeki yerini modernizm-sekülerizm karşıtlığıyla şekillenen ve gelenek
yanlısı bir yaklaşım olarak ifade edebiliriz. Yalnız buradaki gelenek, İranlı
düşünür Seyyid Hüseyin Nasr’ın ve Guenonyen ekolün savunduğu anlamda, tüm
dinleri içine alan büyük harfli GELENEK (Tradisyonalizm, Perennializm) değil,
köklerini İslam düşüncesinde bulan ve özellikle Gazzalici çizginin modern
versiyonu olarak değerlendirilen orta yolcu bir gelenektir. (Kalın, 2007, s.
195; Dîn Muhammed, 2011, s. 65-66).
El-Attas’ın modernizm, modern
bilim ve batılı bilgi karşıtlığı da her yönüyle toptan retçi bir yaklaşım
değildir. “Özellikle yabancı kaynaklı tabii ve teknik bilimler, üzerine kurulu
oldukları felsefi sorunlara dalmaksızın sırf pratik kullanımları için
öğretilebilir ve uygulanabilir. Bunu güvenle gerçekleştirmek için yapacağımız
tek şey, tüm öğrencilerin İslam hakkındaki farz-ı ayn bilgilerini sağlamaktır.
Tabii ve teknik bilimlerin öğretimi bu bilgilerin sağlanmasından sonra
başlamalıdır.” (Wan Muhammed
Nor, 1993-94, s. 67).
İslami ilimlere, tasavvuf düşüncesine, edep kavramına,
bilginin vahiyle irtibatına ve İslami ilimlerdeki otorite anlayışına çok değer
veren el-Attas, Müslümanların
son dönemlerde karşılaştığı problemlerin temelinde “edep kaybı” ve “otoritenin
inkârı” olduğunu söylemekte ve sekülerleşme krizine dikkat çekmektedir. (Bakınız: Edep kaybı ve
otoritenin inkarı için İslam, Sekülerizm ve Geleceğin Felsefesi, 4-5- 6. Bölümler; sekülerleşme krizi için 2. Bölüm).
İsmail Raci el-Faruki, Seyyid
Hüseyin Nasr, Ziyaüddin Serdar, Yasin Muhammed gibi çağdaş İslam düşünürlerinin
tartıştığı ve çağdaş İslam düşüncesinde önemli bir başlık olan “Bilginin
İslamileştirilmesi” konusunda el-Attas’ın yaklaşımı öncelikle “Bilginin
Batılılaşmaktan Kurtarılması” yönündedir. (Bakınız: İslam, Sekülerizm ve
Geleceğin Felsefesi, 5. Bölüm)
El-Attas’a göre “Günümüz
bilgisini olduğu gibi kabul ederek ona bazı İslami bilimleri ve ilkeleri “yama
yaparak” veya “aşılayarak” bu bilginin İslamileşmesini beklemek çok yanıltıcı
sonuçlar doğuracaktır ki bu da ne faydalı ne de arzu edilendir. Ne bu “yamama”
ve ne de “şırınga etme” işi, beden yabancı unsurlarla dolu hastalıktan bitap
düşmüşken bir şifa vermez. Bilginin bedeni İslam potasında yeniden
şekillendirilmeden önce bu yabancı unsurlar ve hastalık ondan sökülüp atılmalı,
sterilize edilmelidir. Mütakip önemli görevimiz, her bir düzeyin standardına
göre belirlenmiş, en alt düzeyden en yükseğine kadar tüm eğitim sistemimizde
sunulacak olan öz bilgiyi içeren bir bileşim üretmek için İslami unsur ve
anahtar kavramları formülleştirmek ve entegre etmek olacaktır. (El-Attas, 1989,
s. 183)
Nakib el-Attas, “İslam,
Sekülerizm ve Geleceğin Felsefesi” isimli eserine “Asıl itibariyle bu kitap,
beklenen Müslümanlar için yazılmıştır.” (El-Attas, 1989, s. 7) cümlesiyle
başlıyor, “Bu kitapta, İslam’da tasavvur olunduğu şekliyle hayatın en temel
esaslarıyla ilgili tanımlamalar ve açıklamalar açık bir şekilde izah
edilmektedir.” (El-Attas, 1989, s. 8) gibi bir cümleyle devam ediyor ve
özellikle bilginin İslamileştirilmesi konusunda şöyle bir iddiada bulunuyor: “İslamileştirme
kavramını belki ilk defa olarak açıklayarak İslami eğitim felsefesi ve bu
felsefenin oturtulacağı zemin konusunda bir çerçeve çizmekteyim. Bütün bu
tanımlamalar ve açıklamalar, başta kişisel düşünceler olmak üzere, İslami fikri
ve dini gelenek içerisinde oluşan kavramsal analizlere dayanmaktadırlar ve
kendi kavramları içerisinde orijinaldirler. Ve günümüz sorunlarıyla ilgili
olarak öne sürülen bakış açıları da bildiğim kadarıyla yenidir ve İslam dini ve
onun dünya görüşünün temel kavramlarının netleştirilmesinin günümüzdeki
ihtiyacından doğmaktadır. Belki de bu anahtar kavramların açıklanması ve
anlamlı bir biçimde bir araya getiriliş yöntemleri zamanımızın İslami fikri ve
dini düşüncesinde ilk defa yapılmaktadır. (El-Attas, 1989, s. 8-9).
El-Attas’ın bu kitabı, önsözden
sonra bir giriş ve yedi bölümden oluşmaktadır. Kitap gerçekten de çok yoğun bir
içeriğe sahiptir. Her bir bölümde çok derin analizlere girilmektedir. Yazarın
sanki “her şeyi birbiriyle bağlantılı görme ve sistemleştirme” temel saikiyle hareket
ettiğini söyleyebiliriz. Kitaba rengini veren yaklaşım ya da yazarın temel
kalkış noktasını, bütünsel bir dünya görüşü oluşturarak, “kelimelerin ve
kavramların etimolojisinden hareketle semantik tahliller yapmak ve bunu
metafizik sistemde yerli yerine koyarak, tüm izahları bu sistem dahilinde
gerçekleştirmek” şeklinde ifade edebiliriz.
Nakip el-Attas, terbiye ve ta’lim
kavramlarının İslâmî eğitimi tam manasıyla anlatamadığını, bunu en güzel
şekilde te’dip kavramıyla ifade edebileceğimizi söylemekte ve “Eddebeni Rabbî
fe ahsene te’dîbî” hadisine atıfta bulunmaktadır. (Bakınız: İslam, Sekülerizm
ve Geleceğin Felsefesi, 5 ve 6. Bölüm).
Yine ona göre Müslümanların temel
problemleri, “İslâm dini ve onun pek önemli anahtar kavramları ve esasları
konularındaki bilgi yetersizliği ve belirsizlikten kaynaklanmaktadır. Bu
problemleri halletmenin yolu ise eğitimden geçmektedir. (Wan Muhammed
Nor, 1993-94, s.36).
El-Attas’ın eğitim felsefesi,
İslâm metafiziği ve onun anahtar kavramları üzerine bina edilmiştir.
“İslâm metafiziği yalnız bir
gerçeği ve hakikati kabul eder ve tüm İslâmî değerler, nihaî ölçüde yalnız bu
gerçekle ilintilidir. Öyle ki birey olarak veya toplumun bir üyesi olarak
Müslüman için değişmeye, gelişmeye, ilerlemeye ve mükemmelliğe yönelik tüm çabalar
bu yegâne gerçeği ortaya koyan ve bu biricik hakikati vurgulayan dünya görüşü
tarafından şekillendirilir.” (Wan Muhammed Nor, 1993-94, s.39).
İslâm metafiziğinin merkezinde
olan ve bütün anahtar kavramların odağında bulunan bu yegâne hakikat Allah’tır.
Allah gerçeği ve kavramının, İslâm’ın dünya görüşü üzerinde olsun, İslâmî
eğitimin içeriği ve yöntemleri üzerinde olsun köklü izleri vardır. Allah en
temel gerçek olunca, İslâm eğitiminin en önemli amaçlarından birisinin “Allah
hakkında gerçek ve sahih anlayışın ve bilincin insan nefsine yerleştirilmesi”
olması kaçınılmazdır. (Wan Muhammed
Nor, 1993-94, s.40).
El-Attas’a göre İslâmî eğitimin
gerçek amacı “iyi bir insan” yetiştirmektir. Diğer eğitim sistemlerinde
amaçlanan “iyi bir vatandaş” yahut “iyi bir işçi” ideali “iyi bir insan”
idealini gerektirmezken; “iyi bir insan” hedefi zorunlu olarak “iyi bir
vatandaş” ve “iyi bir işçi” ideallerini de bünyesinde barındırmaktadır. (Wan Muhammed
Nor, 1993-94, s.56).
Allah’ı, İslâm metafiziğinin ve
ona dayanan İslâm dünya görüşünün merkezindeki anahtar kavram olarak belirleyen
el-Attas, eğitim felsefesini de bazı anahtar kavramlarla şekillendirmekte,
tasarladığı eğitim modelini şu kavramlar üzerine bina etmektedir: Din, İnsan,
Bilgi (ilim ve marifet), Hikmet, Adalet, Doğru amel (edep), Üniversite
(külliye, camia). Bu kavramlardan birincisi bilgi araştırmasının gayesi ve
eğitim olayıyla olan ilişkisine, ikincisi bunun faaliyet alanına, üçüncüsü
münderecata, dördüncüsü ikinci ve üçüncü için bir kritere, beşincisi dördüncüyle
ilgili olarak dağıtım olayına, altıncısı birden beşe kadar olan kavramlar için
gerekli olan yönteme, yedincisi ise tüm bunların ifa biçimine atıftır.
(el-Attas, 1989, s.180-181).
Batıyla ve batı düşüncesinin
temelleriyle hesaplaşmak da kitapta öne çıkan hususlardan biridir. Yazar,
“anahtar kavramlar” üzerinden dünya görüşlerini değerlendirmekte; dünya
görüşlerinin nasıl ele alınıp değerlendirilebileceği konusunda bir metodoloji
de geliştirmektedir. (Bakınız: İslam, Sekülerizm ve Geleceğin Felsefesi, 1 ve
2. Bölüm).
“Batılı bilginin şekillenmesi ve
yayılması, Judeo-Hıristiyan ve Helen-Roma kültürleri üzerine kurulu bir dünya
görüşüne ve psikolojik algılamalarına göre olmaktadır. Bundan dolayı bilginin
tarafsız ve değerden arındırılması mümkün değildir, özellikle
İslamileştirilmeye çalışılan batılı bilgi ve bilim anlayışı, medeniyetinin
temelinde yatan alt kültürlerin ruhunu ve karakterini özümsediğinden dolayı
değer yüklüdür. Bu nokta Attas’a göre, Müslümanların İslam’dan uzaklaşmasının
nedenini oluşturması açısından önemlidir. “Müslümanların zihinlerine yabancı
bir takım kavramlar karışarak yerleşmekte, düşünce ve muhakemeyi
etkilemektedir. Bu etki, Müslümanların İslam’dan uzaklaşmasına neden
olmaktadır. Bu da müslümanın halifetullah olarak yeryüzündeki görevlerini ihmal
etmesine yol açmaktadır.” (Uyanık, 1999, s. 162).
“Attas’a göre, kökleri bilim
devrimine ve Aydınlanma hareketine giden modern Batının ürettiği bilgi ve bilme
biçimleri, özünde sekülerdir ve İslam’ın temel kabulleriyle çatışma içerisindedir.
Bu seküler bilgi, modern bilimden eğitim sistemine, film sanayiinden uluslar
arası kuruluşlara kadar çok geniş bir kurumlar ağı tarafından üretildiği ve
norm olarak takdim edildiği için, batılı olmayan toplumlar ve özellikle İslam
dünyası için entelektüel bir tehdit ve meydan okumadır. Bu yüzden Attas, hem
çağdaş batı düşüncesiyle diyaloga girmenin hem de İslam tefekkür geleneğini
yeniden ihya ve inşa etmenin ön şartı olarak “bilginin batılılaşmaktan
kurtarılması” (de-westernization of knowledge) gerektiğini müdafaa eder.”
(Kalın, 2007, s. 187)
“Attas, “bilginin batılılaşması”
ile insanın bilme yetisinin bilimsel deneyciliğe indirgenmesini ve din-dışı ve
karşıtı felsefi bir söylem içerisinde profanlaştırılmasını kasteder.
İslamileştirme, daha özelde de bilginin İslamileştirilmesi, tersinden bir
süreçle ve bilginin seküler kimliğinden arındırılması ile başlamak zorundadır. Aksi
halde seküler bilgi formlarının revizyona tabi tutulmadan İslamileştirilmesi,
otantik manada İslami değil, sekülerleşmiş bir dini bilgi birikiminin
üretilmesine yol açar. Bu manada Attas, modern batı düşüncesinin tamamen ve
indirgemeci bir tarzda reddinden ziyade, onunla eleştirel ve İslami bir nokta-i
nazardan ilişkiye girilmesini öngörür.” (Kalın, 2007, s. 187).
El-Attas’ın Çağdaş İslam
Düşüncesine yaptığı katkıları şu başlıklar altında değerlendirebiliriz:
1. Modernizm ve sekülerizm ekseninde batının ve batılı bilginin eleştirisi
2. Bilginin batılılaşmaktan kurtarılması ve İslami kavramlarla
yeniden temellendirilmesi
3. İslam ve bilim felsefesi mukayesesi ekseninde İslami bilgi
anlayışının temellendirilmesi
4. İslam eğitim felsefesinin temellendirilmesi
5. İslam metafiziğinin temellendirilmesi
6. Tasavvufun temellendirilmesi
Yararlanılan kaynaklar ve
okuma önerisi
El-Attas, “Islam,
Secularism and Philosophy of Future”, Çeviri: Mahmut Erol Kılıç, “Modern Çağ ve
İslami Düşünüşün Problemleri”, İnsan Yayınları, İstanbul, 1989, Kitabın ilk
baskısı bu isimle yapıldıktan sonra ikinci baskısı “İslam, Sekülerizm ve
Geleceğin Felsefesi” adıyla basılmıştır.
El-Attas, “Islam and the
Philosophy of Science”, “İslam ve Bilim Felsefesi”, Çeviri: Mehmet Paçacı,
İslami Araştırmalar Dergisi, c. 3, s. 4, Ekim, 1989
El-Attas, “Bilginin
Tabiatı ve Eğitimin Tanımı ve Amaçları Üzerine Ön Düşünceler”, İslami Eğitim
içinde, Derleyen: S. Ali Eşref, Çeviri: Ali Çaksu, Endülüs Yayınları, İstanbul,
1991
Wan Muhammed Nor, “An
Outline of the Educational Philosophy and Methodology of Al-Attas”,
“El-Attas’ın Eğitim Felsefesi ve Metodolojisinin Genel Hatları”, Çeviri: Yasin
Ceylan, İslami Araştırmalar Dergisi, c. 7, s. 1, 1993-1994
Mevlüt Uyanık, Bilginin
İslamileştirilmesi ve Çağdaş İslam Düşüncesi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara,
1999
İbrahim Kalın, “Seyyid
Muhammed Nakib el-Attas”, Çağdaş İslam Düşünürleri içinde, editör: Cağfer
Karadaş, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2007
Dîn Muhammed, Mülakat,
Mülakatı yapan: Ömer Faruk Tokat, Rıhle Dergisi, s. 13, Ekim-Aralık 2011
Özgün İrade dergisinin Ocak 2013 sayısında "Müslüman Öncüler" dosyasında yayınlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder